Küçükken evdeki o süslü mavi çizgili cam vazoyu hep çok beğenir, "Anne, buna ne deniyordu?" diye sorardım. Sorduğum vazo "
Çeşm-i Bülbül" yani bülbül gözüydü, Paşabahçe'den alınmıştı. İlkokuldayken düzenlenen bir gezi sırasında Paşabahçe'nin fabrikasına gitmiştik. Cam üflemenin ne kadar özen gerektiren bir sanat olduğunu anlamıştım orada.
Sizlere Paşabahçe'nin hikayesinden bahsetmek istiyorum. Şişecam ve Paşabahçe'nin hikayelerinin iç içe olduklarını belirtmem lazım, sonuçta Paşabahçe, Şişecam Topluluğu'nun en bilinen markası. Kuruluşu 1935'e dayanıyor, bu dönemde Atatürk, Türkiye'de cam sanayii kurulmasını ve geliştirilmesini istemiş. İlk fabrika da Beykoz Paşabahçe'de kurulmuş. İlk başta el üretimi yöntemiyle soda camı ev eşyası üretimi yapılan fabrikada 1955'te otomatik üretim teknolojisinin ilk aşaması olarak kabul edilen makine üretimi eklenmiş. 1961'de ilk ihracat yapılmış, 1974'e gelindiğinde ise ısıya dayanıklı cam ev eşyası üretimi başlamış. 1980'den itibaren ihracata yönelik büyüme stratejisi benimseyen Paşabahçe, bir çok fabrika almış, Avrupa'da lojistik ambarları oluşturmuş. 2012 itibariyle sektörde dünyada 3. büyük, Avrupa'da 2. büyük kuruluş konumuna gelmiş.
Sürekli büyüyen ve yurt dışında da isim yapmaya başlamış bir kurum Paşabahçe. Muhtemelen herkesin evinde de bir Paşabahçe ürünü var. Emin değilseniz su bardaklarının altında bir bakın, P harfi varsa sizin de evinizde Paşabahçe var demektir.
0 yorum:
Yorum Gönder