20 Mart 2013 Çarşamba

Hedefimiz Süt


“Bizim hedefimiz sütçü olmak, tek olmak. Biz hala o yoldayız” diyor Sütaş’ın kurucusu Sadık Yılmaz. Lozan mübadelesinde Türkiye’ye gelip Aydın da devletin verdiği yere yerleşemeyip Karacabey’e yerleşen Kimikirli Celaleddin Bey’in hikâyesi aslında Sütaş.

Karacabey’e yerleştikten sonra muhtarlık yapmaya başlayan Celaleddin Bey muhtarlığının yanı sıra geniş çapta hayvancılık da yapıyordu. Beşi erkek ikisi kız olmak üzere 7 çocuk babası olan Celaleddin Bey hepsinin okumasını istiyordu fakat lise yıllarında tifo olan Sadık bu hastalık yüzünden eğitim hayatını bıraktı ve babasına yardım etmeye başladı. Yazları babasının arkadaşının manifatura dükkânında çalışmaya giden Sadık bir arkadaşının tuhafiye dükkânı açmasına da yardımcı oluyordu. Bu açılış gerçekleşmedi ve Sadık babasından bu dükkânı kendisine almasını ve tuhafiye işine girmek istediğini söyleyip 1946 da tuhafiyecilikle ticaret hayatına başladı.

O dönemde Bursa da iki büyük süt imalatçısı vardı ve iki firma ihalelere girer sütçülüğü idare ederlerdi.  Celaleddin Bey’in hayvancılıkla uğraşması ve muhtar olması dolayısıyla bu iki sütçüylede tanışıklığı ve biriyle de dostluğu vardı. 1958 de bu firmalardan biri Celaleddin Bey’i aradı ve ihaleye girmesini rica etti. Bu isteği kıramayan Celaleddin Bey ihaleyi almıştı ve artık sütçülük de yapıyordu. Sadık da işlerin başındaydı ve 20 sene ihaleyi kimseye kaptırmadı. 20. sene Ankaralı bir firma geldi ihaleyi aldı.

“Türkiye’de kiloluk kaşarı ilk ben yaptım.” Diyor Sadık Yılmaz. Amacı pazarlamayı kolaylaştırmaktı fakat o dönemde insanların bütün damak tadı koyun ve keçi sütünden üretilen peynirlerden oluşuyordu. 1960 senesinde yaşanan ihtilal sonucu bütün piyasalar durmuştu. Sadık Yılmaz’ın elinde 35 ton 12 kiloluk kelle kaşar vardı. İstanbul’a geldi Beşiktaş ve Aksaray pazarlarında sattı kaşarlarını. Bugünün “Sütaş”ı o zamanlar “Yılmaz Kaşarları”ydı. Elinde Kalan 4-5 ton kaşarı da satmak isteyen Sadık Yılmaz bir umut Migros’un yolunu tuttu. O zamanlar Migros İsviçrelilerindi. “İsviçreliler İnek Sütünü biliyorlar belki beğenirler” diye gittim diyor Sadık Yılmaz. İsviçreli eksper Yılmaz’ın ona denettiği kaşarları geri yollamayıp İsviçre’ye evine yollamıştı ve kaşarların Migros’ta satışına izin vermişti

Celaleddin Bey’in ölümünden sonra kardeşleriyle birlikte kolektif bir şirket kurmak isteyen Yılmaz, Karacabey de Beytaş isimli bir salça fabrikası kurmak istedi fakat olmadı. 1974 senesinde Türkiye de ki bu anonim şirketleşme çabalarından nasibini alan Sadık Yılmaz aynı yıl Sütaş’ı kurdu 1975 te yeni makinalar alarak Türkiye de ki süt ve süt ürünleri devi olmaya başladı. 

0 yorum:

Yorum Gönder