16 Mart 2013 Cumartesi

Farklı Bir Süt Tatmak İster Misiniz ?

Türkiye'nin en büyük süt ve süt ürünleri üreticilerinden olmanın yanı sıra global eksende de başarıya sahip bir firma olan Sütaş'ın ilginç bir kurumsal hikayesi var.Firmayı bugüne getiren sıçrayışların ve başarısının sürekliliğinin  kodları kuruluş hikayesinde gizli.

 
Bahsi geçen kurumsal hikayeyi firmanın kurucusu Sadık Yılmaz'dan dinliyoruz. Yılmaz'ın ailesi mübadele sonrası Selanik'ten önce Aydın'a , daha sonra Bursa Karacabey'e yerleşiyor. Yılmaz'ın ailesi hayvancılıkla uğraşıyormuş ve tesadüfen girip kazandıkları bir ihale sonucu kendilerini süt ve süt ürünleri üreticisi olarak bulmuşlar. Ellerinde bol miktarda inek sütü bulunduğundan ve inek sütünden en rahat elde edebildikleri ürün kaşar olduğundan kaşar üreticiliğine başlamışlar.Fakat o güne kadar tüketilen ürünler hep keçi ve koyun sütünden yapılmaktaymış.Daha sonra gerçekleşen 1960 ihtilali ile beraber de piyasalar durgunlaşmış ve Sadık Yılmaz elinde kalan ürünleri satabilmek için pazar arayışına girişmiş. İstanbul'a gelmiş ve Beşiktaş , Aksaray pazarlarında kaşarlarını satmaya başlamış. Daha sonra da Migros'la anlaşarak kaşarlarının burada satılmasıı sağlamış ve böylece bu dönem de malları elde kalmamış. 

Tüm bu süreci Sütaş'ın kurulmasını sağlayan bir birikim olarak ele alabiliriz. Benim burada dikkatimi çeken ve   firmanın bugün ki başarısına ulaşmasını sağladığını düşündüğüm bir kaç husus var. Bilindiği üzere halkımız geleneksel bir damak tadına sahiptir , ve yeni bir ürün çıktığında onda bir öncekinin tadını arar. Özellikle süt ürünlerinde bu durum son derece genel geçerdir.Örneğin; şehirde büyümüş biri için keçi peynirinin tadı ve kokusu son derece ağır gelebilir. Sadık Yılmaz ise bir bakıma zorunluluktan ötürü inek sütünden kaşar üretmiş ve her ne kadar Türkiye'deki geleneksel damak tadına aykırı olsa da bu ürünü satabilmek için pazarlar aramış.İlk taktik olarak ürününü şehirde satmaya başlamış ; fakat en büyük atağı bu olmamış.O dönem Migros'un tat eksperinin İsviçreli olduğu ve ,İşviçreli'lerin süt mamüllerini inek sütünden elde ettiklerini bilen Sadık Yılmaz , buradan yola çıkarak ürününü Migros'a götürmüş. Eksper deneme için getirilen kaşarı çok beğenmiş ve tamamını kendisi için satın almış. Bu sayede Yılmaz'ın ürünleri Migros tarafından kabul edilmiş ve piyasanın son derece durgun olduğu bir dönemde  "Yılmaz Kaşarları" bir sıçrayış yakalayabilmiş. Bu sıçrayış Sütaş'ın kuruluşunda önemli bir kilometre taşı sayılabilir.

Sütaş'ı kuran aile en başta Türkiye'de hayvancılıkla uğraşan her hangi bir aile iken , şimdi Türkiye'nin en büyük süt ve süt ürünleri üreticilerinden biri haline gelmiştir.Bu örnekten yola çıkarak küçük ölçekli bir firmanın pazarla ve ürünle ilgili doğru araştırmalar yapıldığında ve girişimci bir ruhla hareket edildiğinde , büyük ölçekli bir firma olabileceğini görmekteyiz. Bu nedenle benim açımdan örnek alınabilecek ve dikkatle okunması gereken bir başarı hikayesidir , Sütaş'ın hikayesi.

http://www.sutas.com.tr/tr/Sayfa/kurulus-hikayesi/2d






0 yorum:

Yorum Gönder