19 Mart 2013 Salı

MARKA HİKAYESİ-KURUKAHVECİ MEHMET EFENDİ

                                           Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.

 Marka İmajı için olmazsa olmaz kavramlardan bir tanesi de Marka Hikayesidir. Marka Hikayesinin her ne kadar ilgi çekici olması gerekiyorsa da, anlamlı ve gerçekçi olmayan hikayeler doğru bir iletişim sağlamayacağı gibi, sağlam bir itibar da getirmeyecektir.


  Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu ile 1553 yılından beri Türkiye Cağrafyası'nda tüketilmeye başlayan Türk Kahvesi, ilk olarak kahve çekirdeklerinin el değirmenlerinde çekilmesiyle içiliyordu. 1871 yılında Mehmet Efendi, babasının çiğ kahve sattığı dükkanda, çiğ kahveleri kavurarak hazır bir şekilde müşterilerine sunmaya başlamasıyla çok yoğun bir ilgi görmüştür. Bu yalnızca müşterilere kolay ve pratik bir yol sağlamamış aynı zamanda 350 yıllık bir geleneği değiştirerek yaş kahveyi hazır kullanım haline getirmiştir. Mehmet Efendi, bu yenilikçi hareketiyle "Kurukahveci Mehmet Efendi" olarak anılmaya başlamıştır.



  Markanın Hikayesi bir çok yönden yenilikçi girişimlerle dolu. O dönemlerde (19.yy) çok büyük yenilik sayılan afiş ve reklam çalışmaları yapmışlardır. Günümüzde kullanılan Kurukahveci Mehmet Efendi amblemi o yıllardan tasarlanmış ve markanın yüzü olarak kullanılmaya başlanmıştır. Hikayeye baktığımızda, bu ve benzeri yenilikçi düşüncelerle, küçük bir kahve çekirdekçisinden bir dünya markasına nasıl ulaşılır görmüş oluyoruz. Marka, hikayesiyle ve sunduklarıyla adeta türk kahvesiyle özdeşleşmiş bir konumdadır. Bir asırı aşkın süredir Türk Kahvesi denilince akla Mehmet Efendi'den başkasının gelmemesi bunun en büyük kanıtı niteliğinde.

Kaynak için tıklayınız.


       

0 yorum:

Yorum Gönder