31 Aralık 2012 Pazartesi



O Ses, Bu Ses, Şu Ses
          Hayatımızın bir parçası değil, hayatımızın neredeyse tamamını oluşturan ya da hayatımızın birçok kısmını kaplayan, zamanımızı alan en büyük icat televizyon! Küçücük kutunun içinde dünyalar var. Bir sürü haber programı, çizgi filmler, reklamlar, yarışmalar, ekonomi programları, dizileri filmler, kadın programları ve bunun gibi onlarca şey... Çılgınca televizyon izleyip zamanının çoğunu televizyon karşısında geçiren çoğu insan var ve "çılgınca" olmasa da ben de birçok programı takip ediyorum televizyonda.
          Son zamanlarda büyük sıçrama yapan Acun Ilıcalı'nın, "O Ses Türkiye" isimli programı son iki senenin en çok izlenen programları arasında. Program aslında yurt dışında aynı bizim izlediğimiz konseptiyle mevcut. Acun yurt dışından programı aldı ve tabiri caizse "Türkçe'ye çevirdi". Ben müzik dinlemeyi çok sevdiğim için bu programı da takip etmeye başladım. Çok güzel şarkılar söylüyorlar ve hakikaten çok güzel sesler var. Benim için tek problem acaba "O ses Türkiye mi?"...
          O Ses Türkiye programı akış, sunuş, konsept ve yarışmacıların sesleri bakımından benim çok hoşuma gitse de sonuca gelince işler karışıyor. Yarışmanın sonlarına gelene kadar iki kişilik düellolar yapılıyor ve her düelloda bir yarışmacı eleniyor. Ben izlerken başarılı yarışmacıların elendiğini ve onlara haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Ses sanatçısı değilim ya da şan eğitimi almadım yani bu konuda profesyonel değilim, fakat müzikle uğraştım ve birazcık duyabiliyorsam, haksızlığı görebiliyorum demektir. Böyle güzel bir programda daha doğrusu böyle güzel bir amaca yönelik olan programda, güzel sesli insanlara haksızlık yapılması benim düşünce yapıma aykırı. Tepkimi izlemeyerek ortaya koyduğumu düşünüyorum. İzleyenlerden de sadece yarışmayı kazananları takip etmelerini istiyorum tabii kazananlar ortalardaysa...

0 yorum:

Yorum Gönder