Kapitalizm eşliğinde
şirketlerin piskopatlığını gözler önüne
seren ve insanları sorgulamaya iten başarılı bir belgesel. Film boyunca şirketlerin
kendi çıkarları uğruna çevreyi kirlettiği , reklamlar aracılığıyla beyinlerimizi
yıkadığı, insanların iradesi dışında tüketim
çılgınlığı yarattığı bilgisi veriliyor. Kapitalist
sistemin ilerleyişinde bu gidişat bize normalmiş gibi gözüküyor. Şirketlerin
kar uğruna yaptıkları her şey onları haklı çıkarıyor, üretim için seçtikleri her yol mübahmış gibi gözüküyor.
Günümüzde şirketlerin
elindeki bu büyük güce politikada bağımlı hale geliyor. 11 Eylül saldırıları
sonucunda altın ve benzin
fiyatlarının büyük bir artış
göstermesinden büyük kazançlar sağlayanlar vardır ve bunlar politikacıların
arkasındaki görünmez güçlerdir.
1940’larda başlayan
kimyasal gelişmelerle şirketler insan
sağlığına zararlı tüketim maddesi üretmiş
ve bunların bir çoğunu bilinçli bir şekilde üretmeye devam etmiştir, daha sonra
ise çoğu ceza almıştır. Fakat aldıkları cezalar yaptıkları hatalar için
caydırıcı özellik taşımamaktadır. Şöyle ki şirket yaptığı işten 100 milyon
dolar kar ediyor ama ceza olarak 10 milyon dolar ödüyor, bu da doğal olarak
şirketleri kapitalist rekabet içinde bu tarz davranmaya itiyor. Piyasada var
olabilmek için kapitalist sistemin kurallarına uymak zorunda kalan şirket ceolarıda ahlak kurallarına uygun
olmayan işleri yapmak zorunda kalıyorlar.
Mark Achbar, kendi ellerimizle büyütüp canavarlara dönüştürdüğümüz
şirketlerin gerçek yüzleriyle bizleri tanıştırıyor. Bu anlamda The Corporaiton kapitalist sistemin bizlere normal sıradan kabul ettirdiği acı gerçekleri sorgulatan başarılı ve yakın
çevreye izletilmesi gereken bir belgesel.
0 yorum:
Yorum Gönder