30 Aralık 2012 Pazar





 

   

    Kitap-lık  dergisini  ilk  defa  2002-2003  yıllarında  ablam  sayesinde  tanıdım.  12  yaşındaydım  ve  daha  sonra  benimde  uzun  süre  okuduğum  bir  edebiyat  dergisi  oldu.  Ancak  zaman  geçtikçe,  onunda  üzerinde  eleştiri  yapmaya,  farklı  yönlerini  görmeye  başladım,  farklı  basımlara  da  yöneldim.  Yine  de  hala  okuduğum  ve  oldukça  dönüşen  ve  değişen  bir  dergi  olduğundan  dolayı  bu  ödev  için  Yapı  Kredi  Yayınlarının  Kitap-lık  edebiyat  dergisini  seçtim.





    Kitap-lık  dergisi,  ilk  olarak  isminin  de  tanımladığı  gibi  Yapı  Kredi  Kültür  Sanat  Yayınları’nın  kitap/ yayın  bülteni  adı  altında  ücretsiz  olarak  basılmaya  başlar.  Ardından  ücretli  bir  bülten  olarak  yayın  hayatına  devam  eder  ve  1997  yılında  mevsimlik  yayınlanan  edebiyat  dergisine  dönüşür.  2003’te  aylık  bir  dergi  olarak  raflardaki  yerini  alır.

    Ben  Kitap-lık  dergisinin  2005’ten  sonraki  dönemi  hakkında  bilgi  sahibiyim.  Bu  döneme  genel  çerçevede  baktığımızda,  sadece  konseptinde  değil,  içeriğinde  de  büyük  bir  değişim  yaşadığını  söyleyebilirim.  Aylık  basıldığı  ilk  dönemlerde  300  sayfaya  yakın  olan  dergi  gittikçe  azaldı  ve  bugünkü  100-120  sayfalık  halini  aldı.  Sayfa  sayısındaki  azalma  içeriğini  de  etkiledi.  Dergi  başlıklarından  vazgeçmese  de,  eskisi  kadar  ayrıntılı  ele  alamadığından  okuyucularda  daha  özensiz  ele  alınmış  hissinin  oluşmasına  neden  oldu.  Bunu,  sonraki  yıllarda,  dergide  sanki  bir  editörün  elinden  geçmemiş  havası  veren  yazım  ve  imla  hataları  olan eserlerin  yayınlanması  takip  etti.  Ama  ne  olursa  olsun,  Edip  Cansever,  Ece  Ayhan,  Cemal  Süreya  gibi  önemli  şair  ve  yazarların  biyografilerini,  bilinmeyen  özelliklerini  sunmasıyla,  diliyle  okumayı  sevdiğim  bir  dergiydi.  Fakat  bende  büyüdükçe  ve  bu  sektör  hakkında  daha  fazla  bilgi  sahibi  olmaya  başladıkça  derginin  yayın  çizgisindeki  tek  düzeliği  gözüme  çarpmaya  başladı.  Daha  sonra  öğrendim  ki  bunun  sebebi  her  ne  kadar  YKY  bir  kendi  başına  var  olan  yayınevi  şirketi  olarak  gözükse  de  aslında  bankaya  bağlıdır.  Bu  nedenle  bankanın  duruşunu,  devletle,  sektörlerle  ilişkilerini  etkileyecek  bir  içeriği  yayımlayamaz.  YKY’nin  yayımladığı  yeni  kitabın  reklamını  yapmakla,  diğer  dergiler  ve  yayımlarla,  kültür  merkezi  ile  birbirini  takip  etmekle  yükümlüdür.  Aslında  özgür  bir  yayın  alanına  sahip  değildir  ve  bu  yüzden  ağırlığını  Türk  ve  Dünya  edebiyatına  vermektedir.
Ancak,  2011  yılında,  sadece  dergiye  yazılarını  yollayan  35  yaş  ve  üzeri  yazarların  eserlerini  yayınlama  kararı  alması,  her  türlü  değişime  rağmen  Kitap-lık’ı  takip  eden  yazar-okuyucu  kitlesini  etkilediğini  ve  birazda  kaybetmesine  neden  olduğunu  düşünüyorum.

   Sonuç  olarak,  her  ne  kadar  bağımsız  bir  edebiyat  dergisi  olmasa  da,  yeni,  genç  yazarların  eserlerini  yayınlamama  kararı  alsa  da,   zaman  içerisinde  büyük  bir  değişim  gösterse  de,  aylık  edebiyat  dergileri  arasında  içeriği  ile  ekibi  ile  önemli  bir  yerde  olduğunu  ve  okunma  değeri  taşıdığını  söyleyebilirim

0 yorum:

Yorum Gönder