9 Aralık 2012 Pazar

KİŞİLİK ÇATIŞMASI


The Corporation belgeseli günümüz kapitalist ekonomik düzene eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Belgeselde yasalarla tüzel bir kişilik elde eden şirketlerin yaşadıkları kişilik çatışmalarından örnekler verilerek 20. yüzyıl şirketleri belli bir çerçevede inceleniyor. Belgeselde tüzel kişilik, şirketle psikopatlık arasındaki korelasyon, anti-sosyal davranış gibi konular dikkat çekiyor. En önemli eleştiri ise şirketlerin sergiledikleri tutumlar ve pratiklere yöneltilmiş.

Endüstri devrimi sonrasında artan sermaye ile doğru orantılı beklenen modernleşme ve medenileşme hareketleri belli bir süre için geçerli olduysa da uzun vadede dönüp baktığımızda kapitalist ekonomi sistemi insaların yabancılaşmasına neden olmuş ve birçok soruna neden olmuştur. Şirketler yasalar karşısında varlıklarını kazandıkları yani tüzel kişiliklere dönüştüklerinde de maddi ve sosyal çıkarlar arasında çatışma meydana gelmiştir. Filmin özellikle üzerinde durduğu nokta da budur. “Daha çok kar mı elde etmeli yoksa toplumun refahı için mi çalışmalı?” ikilemi öne çıkmıştır.

En eski zamanlarda şirketler yalnızca tek P’yi yani kârı(profit) düşünürken, ilerleyen zamanlarda iki P’yi kârı(profit) ve insanları(people) düşünmeye başladı, günümüzde ise her şirket olmasa da bazı şirketler üç P’yi kârı(profit), insanları(people) ve çevreyi(planet) düşünmeye başladılar. Üçünü de düşünen şirket sayısının azlığı insanların telaşa kapılmasına ve bu durumu incelemesine neden olmuştur.

Şirketlerin davranış ve tutumları, bir bireye psikopat teşhisi koymayı sağlayan göstergelerle kıyaslanmıştır bu belgeselde. Psikopat bir insan kendinden başkalarının güvenliğini önemsemez, kendi çıkarları için yalan söyler, suçluluk duygusu hissetmez, sosyal norm ve yasalara uymaz. Şirketler de bu özelllikleri barındırdıklarından dolayı bir psikopat benzetmesi yapılmıştır. Daha çok kâr edebilmek için çalışanların şartlarını önemsemeyen, çevreye zarar verdiği için suçluluk duygusu hissetmeyen, çalışanların sömürülmesi gibi sosyal normlara aykırı ve yasal olmayan davranışları sergileyen şirketlerin psikopat yakıştırmasıyla karşı karşıya kalması pek de şaşırtıcı değil açıkcası.

Kapitalizmin direttiği daha çok kâr fikri ile günümüz sosyal kuruluşları tarafından diretilen duyarlı bireyler olma çağrıları şirketlerin çatışma yaşamasına neden oluyor. Belli sosyal sorumluluk projeleri yaparak topluma ve çevreye yararlı olma çabası sergileyen şirketler varken bunları hiç önemsemeyen şirketlerin günümüzde varlığını sürdürüyor olması çok üzücü. Şirketlerin maksimum kâr odaklı olmaları bir yere kadar anlaşılır fakat bir noktadan sonra çevreye ve topluma verilen zararlar gözardı edilemez noktaya geliyor. Şirketlerin de kaynaklarını oluşturan bu çevresel faktörler yine şirketler tarafından yok edildikten sonra şirketler ne ile üretim yapıp kâr etmeyi düşünüyorlar bilemiyorum.

İzlediğimiz belgesel, yaşadığımız dünyanın vahşi yönünü gösteriyor. Şirketlerin tüzel kişilikler olmalarıyla birlikte gelen sorumlulukları yerine getirmemeleri ile ortaya çıkan çelişki ve çatışmalar vurgulanıyor. Toplumu ve çevreyi önemsemedikleri için yalnızca kâr odaklı olduklarından dolayı anti-sosyal kuruluşlar haline geliyorlar. Anti-sosyal şirketlerin varlığı insanlara ve çevreye tehdit oluşturmaktadır.



Kaynaklar: 
http://ksweets95.tumblr.com/post/23951985116
http://www.thecorporation.com/ 
                                                    

0 yorum:

Yorum Gönder