Gün geçtikçe artan tüketim, tüketimi karşılamak için kurulan bir çok şirket ve fabrika, sınırlı kaynakların aşırı kullanımı, sürekli daha fazla para kazanmak isteyen patronlar ve yok olmakla karşı karşıya kalmış bir doğa.
The Corporation, tüzel bir kişilik olarak kabul edilen şirketlerin insanlığa ve doğaya olan kayıtsızlıklarının, verdikleri zararları telafi etmedeki yetersizliklerinin anlatıldığı bir belgsel. Genetiği ile oynanmış tohumlar,hormonlu inekler, kimyasal atığa maruz kalmış nehirler, tahrip edilen ormanlar, kirletilen hava, çok düşük ücretle çalıştırılan insanlar, gözü paradan başka bir şey görmeyen şirket sahipleri genel olarak belgeselde işlenen örnekten bazıları.Peki bir şirketin doğaya ve insanlara bu kadar zarar vermeye hakkı var mı? Tabiki hakkı yok, olması söz konusu olmasa bile şirketlerin bütün duyarsızlığıyla doğaya zarar vermeye devam ettiğini görüyoruz.
Daha kötü olan nokta, şirketlerin vermiş oldukları zararları görmüyor oluşları açıkcası görmek istemiyor oluşları. Öyleki sırf daha fazla para kazanabilmek için tohumların genetiğiyle oynayıp yetişen üründen tekar tohum elde edilmemesine neden oluyorlar. Doğaya ve insana karşı yapılmış en büyük zulümlerden. Nasıl bir hırs insanları bunları yapmaya yöneltir.
Belgeselde dikkat çekilen diğer bir nokta çalışanlara ödenen maaşların düşüklüğü. Sanayi Devrimiyle hızlanan üretim ve tüketim ilşikileri şirkeleri daha fazla kaynak ve insan gücü bulmaya yöneltti. Bu durumun sonucunda ise daha fazla sömürülen insan ve ülke ortaya çıktı. Dahası şirketler daha fazla kar elde etmek için çocuk işçi çalıştırmaktan geri durmadılar. Durum böyle olunca çocuk yaşta çalışıp evini geçindirmek zorunda olan ve çocukluğunu doyasıya yaşayamayan çocuklar, onca para verip aldığımız eşyalarımız için çalışır oldular. Bu durumdam en çok fayda sağlayan tabiki şirketlerin gözü doymamış patronları oldu. Öyleki üretim sahası Endonezya olan bir şirketin sahibinin hiç Endonezya'ya gitmediğini belgeselde görmek mümkün.
Bugün dünyada çoğu insan genetiği değiştirilmiş besinleri farkında olmadan tüketiyor ve kanser olma oranlarının her yıl daha çok arttığını görüyoruz. Fabrika atıklarının nehirlere boşaltılması yüzünden bir çok canlı yok oluyor, bir çok insan hak ettiklerinde daha az maaşa çalımak zorunda kalıyor, çıkan gazlar yüzünden have kirleniyor ve tahrib edilen ormanlar yetersiz kalıyor. Doğa hızla tüketilip yok olurken şirketlerin bu duruma duyarsız kaldığını görüyoruz.
Bana göre, bu konuda yapılan denetimler oldukça yetersiz.Sınırlı kaynakları olan bir dünyada yaşıyoruz ve bunlar sadece bir kaç kişinin para hırsı yüzünden sınırsızca kullanılıyor ve zarar görüyor. Ben daha fazla kısıtlama getirilmesi ve daha caydırıcı cezaların uygulanması gerektiğini düşünüyorum.
5 Aralık 2012 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder