Bundan
150 yıl önce İnsanlar daha seri ve planlı bir şekilde iş yapabilmenin adına
şirket diyorlarken günümüzde anonim şirketleri küresel gücü temsil ediyor.
Çağımızın hakim kurumu olan şirketler, önceleri insanlara fayda sağlamak amacıyla
kurulurken şimdilerde tümden egemenliği ele almak için adeta yarışıyor.”The
Corporation” belgeselin de modern ticari anonim şirketin doğası, evrim etkileri
ve olası geleceği incelenirken aslında hepimize şu soru soruluyor; Önceleri dar bir yasallık verilmişken
bugün şirketlerin yaşamlarımız üstünde bu denli olağanüstü güç ve etkinlik
kazanmasına izin veren nedir?
Şirketler
zamanla yeniden şekillendi ve küçük balığın büyük balığa yem olduğu, kimin
zarar gördüğüne bakmaksızın en büyük kar payını yutanın egemen olduğu yeni bir
form kazandı. Şirketler büyümek ve karlı olmak için kendilerine karşı sorumludurlar.
Bunu yaparken toplum üzerindeki etkisini başka insanlara ödetebilecek kadar
karlı olmaya eğilimli olurlar. Belgeselde bunu çok güzel örneklendirmişler.
Değişik kampanyalardan çeşitli ürünler satın alınmış ve fiyat analizi yapılmış.
Bir gömleğin etiket fiyatı 14.99 dolar, bunu üreten işçiye verilen para 0.03 dolar.
Burada bir dengesizlik yok mu? sorusu eminim hepinizin aklından geçiyordur…
Farklı
bir şirketin görünürde yaptığı kampanya da ürünün satışından elde edilecek
gelirin çeşitli çocuk yardımı kuruluşlarına bağışlanacağı yazılmış. Bu
müşteriler için çok etkileyici geliyor ve ürüne odaklanıyoruz. Kampanyanın görünmeyen
yüzünde ise üretimi yapanların 13 yaşında çocuklar olduğu gerçeği gün yüzüne çıkıyor.
Hadi şimdi düşünelim şirketler ne kadar menfaatçi?
Hadi şimdi düşünelim şirketler ne kadar menfaatçi?
Yapılan
araştırmalarda ineklere hormon verilmesinin insanlar üzerinde ne gibi sonuçlara
yol açtığı da gün yüzüne çıkartılmış. Fazla yapay hormon alan inek “ mastitis”
denilen hastalığa yakalanıyor ve sağılırken vücudundaki iltihap sütüne
karışıyor bu da sütteki bakteri sayısının artmasını sebep oluyor. İnsan sağlığı
bu denli ucuz mu? Dedirtiyor belgeselde ki gerçeklikler…
Tüm bunlardan yola çıkarak şunu diyebiliriz ki şirketler kendi menfaatleri ve çıkarları doğrultusunda önüne gelen herşeyi yıkıp geçiyor.Asıl mesele pastada ki büyük dilimi kapmak hatta mümkünse pastayı olduğu gibi yiyebilmek...
0 yorum:
Yorum Gönder