Asıl amaçlarının hissedarlarına kar sağlamak ve daha çok para kazanmak olan şirketlerin, üretim yaparken toplum ve doğa unsurlarına aldırış etmeden nasıl ilerlediklerini anlatan çok güzel bir belgesel. Şirketlerin çalışanlarına karşı duyarsızlıklarıyla başlayabiliriz. Belgeselde fabrikalarda çalışan insanların mağduriyeti gözler önündedir. Bir malın satış fiyatının çeyreğini bile alamayan bu insanlar çok kötü şartlar altında çalışmaktalar. Açlıktan ölmemek için bu koşullara katlananların bir kısmıda üstelik çocuk! Globalleşen bir markanın CEO'sunun kendi fabrikasına hiç gitmediğini duyunca insan daha da bir afallıyor.
Bir diğer nokta, tek derdi para olan şirketler kendi çıkarları doğrultusunda toplumu aldatan ve insan sağlığına zararlı ürünler piyasaya sürmekteler. Öyle ki petrokimyasal çağın gelişmesinin ardından bu kimyasalların zararlı olabileceğine dair işaretler çıkmıştır. İlk başta önemsenmeyen bu veriler daha sonra açığa çıkınca anlaşılıyor ki bu sentetikler havaya karışınca birçok salgın hastalığa neden oluyor (doğum bozuklukları, kanser) Fabrikalardan çıkan zehirli atıklar, nehirleri kirletmekte ve orada yaşayan canlıları yok etmekte. Havaya karışan fabrika dumanları atmosfere zarar verip doğada karbondioksit salınımını arttırmaktadır. Bunlara neden olan bu şirketlerin biran önce faaliyetlerinin durdurulması gerek. Peki bir gün gerçekten bunları biri durdurabilecek mi?
Bence şirketlerin artık insanlara, doğaya ve hayvanlara duyarlı olması gerek ve bunun için gereken önlemler acilen alınmalı. Bu dünyayı kirletmeye, zarar vermeye kimsenin hakkı yok olmamalı!..
0 yorum:
Yorum Gönder