Neredeyse her üniversitenin baharın
gelişiyle birlikte, genellikle Mayıs ayında düzenlediği MayFest, hiç şüphesiz
ki bu sene de üniversitemizde coşkuyla kutlandı.
Uzun süredir katılmadığım Mayıs
Festivallerine bu sene sahneye çıkacak isimler dolayısıyla yer almak istedim.
Normalde tek bir gün sabahtan akşama kadar süren festival, bu sene 15-16 ve 17
Mayıs olmak üzere 3 güne yayılmıştı.
İlk gün sahne alacak olan isimler ilgimi
çekmediği için tercihimi ikinci gün Sophie Ellis Bextor ve üçüncü gün Teoman’ı dinlemekten
yana kullandım. İki gün üst üste aynı yorgunluğu çekip çekemeyeceğimden hiç
emin olmamakla birlikte kombine biletimi alıp, 16 Mayıs Perşembe günü, daha
önce yine Santral’de gerçekleşen One Love Fest’te dinlediğim Sophie Ellis
Bextor’ı dinlemek üzere bahçedeki yerimi aldım.
Bu sene her zamankinden farklı olarak,
alkolün kampüs sınırları içerisinde her ne kadar yasaklanmış olsa dahi, ‘okul
sınırları içerisinde alkol yasaklanmalı’ diyen çevre halkının, yine okul
çevresinde sattığı alkol sayesinde önceden demlenmiş bir şekilde kampüsteydik
bu sefer. Havaların serin olması dolayısıyla ter kokusunun hakim olmadığı,
garip kıyafetlerin sergilenmediği, her zamankinden daha normal geçen bir
festival günü geçirdim.
Bir öğrenci
etkinliği olmasının yanı sıra bir şehir etkinliği
haline gelen BİLGİ MayFest'te tabi ki yalnızca okuldan arkadaşlarım değil, duyan gelmiş şeklinde neredeyse İstanbul’un
her üniversitesinden, lisesinden gelmiş bir çok insanla birlikte bazen itiş
kakış, bazen sevimsiz tartışmaların yaşandığı ama genel olarak oldukça keyifli
bir gün geçirince ertesi gün Teoman’ı da hiç üşenmeden dinlemeye karar verdim.
Uzun bir süre önce müziğe ara verdiğini açıklayan Teoman, müzikten fazla uzak
kalmaya alışamamış olacak ki, tekrar sahnelerin tozunu attırmaya başlamış, çok
da iyi yapmış. En son Kuruçeşme Arena’da dinlediğim, bana kalırsa bir çok
yabancı gruptan bile çok daha iyi bir sahne performansı gerçekleştiren Teoman
yine olağanüstüydü! Eski şarkılarından başlayıp, son zamanlarda çıkardığı
albümlere kadar neredeyse sevilen tüm parçalarını söyleme fırsatı bulan Teoman
sahnedeyken, tüm kampüsün konser alanında olduğunu söylesem abartmış olmam herhalde.
Yavaş yavaş kampüsümüzde gerçekleştirilen
tüm festivallerin birer ikişer elini ayağını Santral’den kestiğini düşünürsek,
okulun kendi imkanlarıyla gerçekleştirdiği bu festival adeta aranan kan
edasında geçti. Umarım ki yarın öbür gün kampüs içerisinde müzik dinlemek de
yasaklanmaz ve biz daha uzun yıllar boyunca kampüsümüzün ev sahipliği yaptığı
sanatçıları büyük bir keyif ile ağırlamaya devam ederiz.
0 yorum:
Yorum Gönder