24 Mayıs 2013 Cuma

Bir Festivalin Anatomisi


Neredeyse her üniversitenin baharın gelişiyle birlikte, genellikle Mayıs ayında düzenlediği MayFest, hiç şüphesiz ki bu sene de üniversitemizde coşkuyla kutlandı.

Uzun süredir katılmadığım Mayıs Festivallerine bu sene sahneye çıkacak isimler dolayısıyla yer almak istedim. Normalde tek bir gün sabahtan akşama kadar süren festival, bu sene 15-16 ve 17 Mayıs olmak üzere 3 güne yayılmıştı.

İlk gün sahne alacak olan isimler ilgimi çekmediği için tercihimi ikinci gün Sophie Ellis Bextor ve üçüncü gün Teoman’ı dinlemekten yana kullandım. İki gün üst üste aynı yorgunluğu çekip çekemeyeceğimden hiç emin olmamakla birlikte kombine biletimi alıp, 16 Mayıs Perşembe günü, daha önce yine Santral’de gerçekleşen One Love Fest’te dinlediğim Sophie Ellis Bextor’ı dinlemek üzere bahçedeki yerimi aldım.

Bu sene her zamankinden farklı olarak, alkolün kampüs sınırları içerisinde her ne kadar yasaklanmış olsa dahi, ‘okul sınırları içerisinde alkol yasaklanmalı’ diyen çevre halkının, yine okul çevresinde sattığı alkol sayesinde önceden demlenmiş bir şekilde kampüsteydik bu sefer. Havaların serin olması dolayısıyla ter kokusunun hakim olmadığı, garip kıyafetlerin sergilenmediği, her zamankinden daha normal geçen bir festival günü geçirdim.

Bir öğrenci etkinliği olmasının yanı sıra bir şehir etkinliği haline gelen BİLGİ MayFest'te tabi ki yalnızca okuldan arkadaşlarım değil, duyan gelmiş şeklinde neredeyse İstanbul’un her üniversitesinden, lisesinden gelmiş bir çok insanla birlikte bazen itiş kakış, bazen sevimsiz tartışmaların yaşandığı ama genel olarak oldukça keyifli bir gün geçirince ertesi gün Teoman’ı da hiç üşenmeden dinlemeye karar verdim. Uzun bir süre önce müziğe ara verdiğini açıklayan Teoman, müzikten fazla uzak kalmaya alışamamış olacak ki, tekrar sahnelerin tozunu attırmaya başlamış, çok da iyi yapmış. En son Kuruçeşme Arena’da dinlediğim, bana kalırsa bir çok yabancı gruptan bile çok daha iyi bir sahne performansı gerçekleştiren Teoman yine olağanüstüydü! Eski şarkılarından başlayıp, son zamanlarda çıkardığı albümlere kadar neredeyse sevilen tüm parçalarını söyleme fırsatı bulan Teoman sahnedeyken, tüm kampüsün konser alanında olduğunu söylesem abartmış olmam herhalde.

Yavaş yavaş kampüsümüzde gerçekleştirilen tüm festivallerin birer ikişer elini ayağını Santral’den kestiğini düşünürsek, okulun kendi imkanlarıyla gerçekleştirdiği bu festival adeta aranan kan edasında geçti. Umarım ki yarın öbür gün kampüs içerisinde müzik dinlemek de yasaklanmaz ve biz daha uzun yıllar boyunca kampüsümüzün ev sahipliği yaptığı sanatçıları büyük bir keyif ile ağırlamaya devam ederiz.


0 yorum:

Yorum Gönder