Yakinen tanıdığım dünya tatlısı bir abla
kardeşten bahsedeceğim biraz sizlere.Onlar hepimizin sokağında oturan, eve girip
çıkarken karşılaşıp iyi günler dilediğimiz, küçüğünü okula giderken görüp başını
okşadığımız, apartman kapısı kapanmasın diye koştururken yetişip sizin için
kapıyı tutan, beraber kapınızın önüne sokak hayvanları için yiyecek koyduğunuz
hepinizin tanıdığı bir abla kardeş.
Kardeşlerin küçüğünün ismi İpek. İpek sekiz yaşında hepimizin sekiz yaşındaki hali
gibi geleceğe dair pembenin en derin tonlarıyla boyanmış bir küçük prens gezegeni
var. En büyük sıkıntılarını "henüz paketi yeni açmıştım nasıl da çabuk
bitti bu Cheetos böyle!" gibi gündelik yaşamın küçük ama can sıkan
detaylarına dair sızlanmalar oluşturuyor.
İpek'in bir de ablası var ismi Aylin. Aylin yirmi
bir yaşında, üniversitede okuyor. Yakın aile bireyleri, yedi kuşak akraba, konu
komşu ve muhtelif evlenme çağındaki genç oğlan annelerinin sevip bağrına
bastıkları bir kızcağız kendisi. Aylin aynı zamanda, halkla ilişkiler okuduğu için bu kız bir hukuk olsun, tıp olsun okuyamadı Pr'cı olacakmış gibi şaşkınlığını gizleyemeyen ve içten içe beslenen "vah yavrum" temalı yaklaşımlardan sakınmaya
çalışmakla meşgul. Anlayacağınız üzere o da en az İpek kadar dertli.
Bu
güzelim abla kardeşin günlük rutini akşamları okul dönüşü evde kavuşup, sevgi
yumağı olunan sıcacık anlarla dolu. Akşam buluşmalarında abla kardeş, Pepsi
Doritos keyfi yapıp film izlemeye bayılır. Fakat gece olup da yataklara
geçildi mi Aylin’in uyku öncesi kaygıları hemen su yüzüne çıkar. Fakat
duyduğuma göre Aylin staj bulma ümidiyle
harcadığı uzun mesailerin meyvesini sonunda almış. Artık o bir halkla ilişkiler
stajyeri. Her gün kahvaltısına eşlik edip içini ısıtan Lipton'un da sahibi olan
uluslararası bir şirket Pepsico'da staj yapmaya başladı. Şimdilik halinden çok memnun
her gün keyifle işine gidiyor ve bir şeyler öğrenmek için can atıyor. Pırıl
pırıl gözlerle bakıyor ve dört elle sarılıyor işine.
Aylin, geçtiğimiz günlerde
Pepsico'nun kurumsal iletişim müdürlüğü görevini yürüten Didem Şinik'in bir
konuşmasına katıldı. Konuşmaya, girerken aldığı ve onu bayram çocuğu
neşesine kavuşturan sürpriz Pepsico çantalarındaki leziz atıştırmalıkları
yemeyi de ihmal etmeyerek katıldı. Pür dikkat dinledi Didem Şinik'in
konuşmasını. Aylin o akşam dinlediği konuşmadan son derece memnun ve
cesaretlenmiş olarak ayrıldı. Karşısında başarılı ve dimdik duran bir genç kadın vardı.
Aylin tam da olmak istediği tabloyla karşılaşmıştı. Didem Şinik'ten şirketlerinin
üst düzey yönetim kadrosunda çok sayıda kadının olduğunu öğrendi o akşam. İlham aldı.
Şimdi güne daha erken başlıyor
Aylin, çünkü yapacak çok işi var. Önünde kazanması gereken bir hayat var. Tıpkı
dinlediği ve çok beğendiği Didem Şinik ve daha pek çok dimdik duran kadın gibi ayakta
durmaya ihtiyacı var bağımsız ve sımsıkı.
Aylin
bugünlerde okula gitmeye devam ediyor. Not ortalamasını da epey yükseltti bu
dönem. Eh dedim ya başarılı olacak o başka yolu yok. Kafasına koydu bir kere
kızcağız. Staj da sürüyor bir yandan. Staj her yeni gün Aylin’i biraz daha
heyecanlandırıyor. Çünkü her geçen gün çok şey öğreniyor ve öğrendikçe daha az
yoruluyor. Aylin zamanında, beş çocuk yetiştirip onları okutan bunun yanında
çalışmaya ve hayatının her döneminde üretmeye devam eden anneannesine hayretle
bakarken bir gün bu bitmek bilmez enerjinin kaynağını sorduğunda anneannesi
"güçlü kadınlar düşmez" derken bunu kastetmiş olsa gerek.
İpek'le ise akşamları film keyfi yapmaya devam ediyorlar. Aylin artık pembenin envaı tonunda bir gezegenin olmadığını biliyor fakat insanın ürettikçe o gezegeni bin bir renge boyayabileceğinin de farkında. Dünyanın bütün ablalarının bu güce sahip olduğu gibi. Sulu boyalarımız, aklımız, bilgimiz ve değerlerimizle dünyayı boyamaya geliyoruz. Geliyorlar.
İpek'le ise akşamları film keyfi yapmaya devam ediyorlar. Aylin artık pembenin envaı tonunda bir gezegenin olmadığını biliyor fakat insanın ürettikçe o gezegeni bin bir renge boyayabileceğinin de farkında. Dünyanın bütün ablalarının bu güce sahip olduğu gibi. Sulu boyalarımız, aklımız, bilgimiz ve değerlerimizle dünyayı boyamaya geliyoruz. Geliyorlar.
0 yorum:
Yorum Gönder